19 Ekim 2015 Pazartesi

SarıYaz

Tam anlamıyla tadında bir sonbahar yaşayamıyoruz Mersin'de. Sarı yaz anlam olarak daha çok yakışıyor sanki bu şehire.Havanın gidişatı değil sonbahahar aylardan Ekim kışa bile daha çokmuş gibi hissettiren bir seyirde. İşte tam da bu yüzden 'sarı yaz' diyorum.Uzunca zamandır aklımda olan ormanda yürüyüş fikrini nihayet geçtiğimiz cumartesi gerçekleştirebildim.Ormanda yürürken toplayıcılık ruhuma yenik düşerek ne var ne yok bulduğum aldım eve getirdim. Dallar , sararmış yapraklar,isimlerini bilmediğim yabani çiçekler... Yazdan kuruttuğum ortancalarımda yeni gelenlerle kaynaşınca bana göre olağanüstü bir görüntü oluştu salonumda. 







8 Ekim 2015 Perşembe

Turşu Zamanı

Lezzetinden hiç vazgeçemediğim kış aylarında soframda muhakkak olmazsa olmazım 'turşu'nun yapım telaşı vardı bugün evde.Bir aydır erteliyordum fikir olarak kafamın köşesinde kemiriyordu için için beni, hadi ama , geç kaldın,elini çabuk tut diyordu iç sesim.Sabah artık çok geç kaldım huysuzluğuyla semt pazarına gittim. Aradığım herşeyi tezgâhlarda görünce sevinçten o hepimizin bildiği bilmecenin kelimeleri eşlik etmeye başladı alışverişe...Küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk.Başladım ondan bundan seçmeye.Benim turşumda lahana var!Kornişon var!Acur var!Kelek var!Yeşil domates var! Havuç var!Bol bol sarımsak var!!!Hımm tarif isterseniz göz kararı yaptım cevabından hoşlanmıyacağınızı biliyorum. 10kg'lık bidona 1 minik şişe sirke, limontuzu,1 yemek kaşığı  toz şeker,bol sarımsakla sonuç şahane oluyor



3 Ekim 2015 Cumartesi

Kahvaltı Keyfi

Günün yemesi en zevkli ve en zengin öğünü kesinlikle kahvaltı. Hiç üşenmeden hazırladığım kahvaltı sofralarını aileyi şımartma aktivitesi olarak görüp hele hele günlerden pazarsa iyice coşuyorum. Hiç yemek yapmayı sevmeyen birinin bile görsel olarakda doyurucu bir kahvaltı hazırlaması kolay diye düşünüyorum. Pazar gününü 'aile' günü ilan etmiş biri olarak es kaza dışardaysam o yok bu yok diye homurdanıp türlü bahaneler yaratıp kendi kendimi mutsuz ederim. En sevdiklerimin başında mevsimine göre reçel yapmak,onların minik kaselerde boy göstermelerine soframa renk katmalarına bayılıyorum. Kimi zaman kamkat, turunç, kimi zaman ayve kimi zaman vişne, çilek, mürdüm eriği.Geçeden yıkayıp temizleyip büyükçe bir tencerede tepeleme toz şekeriyle beklettiğim meyvaların kaynarken etrafa yaydıkları mis kokuyu dünyalara değişmem.Mevsimlerden yazsa  özenle sarar bir iki gün güneşte kıvama gelmesini beklerim. Bir yere yetişme çabası olmadan zamanın bol olduğu tembelliğin dibine vurulduğu pazar günlerine neşeli kahvaltılarla başlayın.Sevgiler








1 Ekim 2015 Perşembe

Zinyaile

Driftwood toplama işine ne zaman başladığımı hatırlamıyorum öncelikle amaç kızımla vakit geçirirken onunla yaptığımız yürüyüşlerde bol bol deniz kabuğu toplamaktı ben kabuk toplarken farkettim kumların üstünde binbirçeşidiyle arz-ı endam eden tahta parçalarını ve onları atmaya başladım sepete. Zamanla bu yıpranmış dalların adının driftwood olduğunu ve birçok şey yapabileceğimi öğrendim. Bu yaz 2 yıldır topladıklarımla minik yelkenliler yaptım, ve şahane bi ayna. Doğa bakmasını bilene binbir çeşit armağan sunuyor.





Kahve

Yıllar yıllar önce işittiğim çocuksun içme 'arap' olursunun üstünden çok vakit geçti.Her türlüsüne olan merakım günbegün arttı.Şimdilerde 3. dalga kahvecilik akımıyla kahveyi çekirdek olarak alıp,farklı tekniklerle demleme yöntemlerine olan ilgim arttı.3. dalga beceri istiyor herşeyi kendimiz yapmamız gerekiyor.Kahveyi bulmak, çekmek ve 3. dalga demleme yöntemlerinden seçmek gerekiyor.(sifon, aeropress gibi)işin ilginç yanı demleme tekniğine göre kahvenin tadıda farklı oluyor.Tıpkı şarap ve şarap tadımı nasıl bigi birikimi gerektiriyorsa kahveninde aynı şekilde demleme yöntemleriyle çekirdekleriyle tadıyla kokusuyla sunumuyla fark yarattığı bir dönemdeyiz.Hakkında yüzlerce yazı yazılmıştır kahvenin hiç çay sevmeyen biri olarak diyebileceğim kırk yıl hatırı olan bi içecek olarak anılmak bile efsane olmasına yeterlidir.İnstagramda en sevdiğim şey kahve fotoğrafları bol bol kendimde yayınlıyorum.